
Finlandiyalı Iida Turpeinen`in Ödüllü Romanı Türkçede
Share
"Bütün keşif gezileri bir fincan çayla başlar."
Türkiye’deki okurlar artık Iida Turpeinen’in büyüleyici romanı Denizin Canavarları (Elolliset-Beasts of the Sea) ile Türkçe olarak buluşabiliyor. Helsingin Sanomat Edebiyat Ödülü`nü kazanan, Finlandiya`nın en büyük edebiyat ödülü olan Finlandiya Ödülü `ne, İtalya`da Premio Strega Europeo`ya aday gösterilen, yirmi sekiz ülkeye çeviri telif haklarının satıldığı bu ödüllü romanın çeviri sürecine başladığımda doğa bilimleriyle ilgili pek çok yeni kavram öğrenmeyi de göze almıştım. Yaklaşık yedi ay süren bu yolculuk beni hem dili hem de hikâyeyi derinlemesine anlamaya zorladı.
Iida Turpeinen`in Kitabı ile Tanışma
Bazen bir kitabı ödül aldığında bazen de birçok dile çevrildiğinde tanırız. Bazen de iyi bir edebiyat eleştirmenin yazısıyla ya da okurun gözüyle. Ben ise Iida Turpeinen`in Denizin Canavarları (Elolliset) kitabından yazar, edebiyat eleştirmeni Pia Ingström sayesinde 2023`te haberdar oldum.
Denizin Canavarları`nın başında yazıldığı gibi "Bütün keşif gezileri bir fincan çayla başlar," Pia Ingström ile edebiyat sohbetlerimiz ya bir Fin kahvesiyle ya da Türk kahvesiyle başlar.
2023`te bu kitap hakkında konuştuğumuzda henüz Ateneum Sanat Müzesi’nde kitapta adı geçen Hilda Olson’un (1832-1915) eserleri henüz sergilenmemişti ve acaba ne zaman nasıl görürüz diye düşünüyordu
Denizin Canavarları: Finceden Türkçeye Çeviri Yolculuğu
Ardından 2023 Helsinki Kitap Fuarı`nda Helsinki Literary Agency ile Iida Turpeinen`in kitabıyla ilgili görüşmem oldu ve yayınevi arayışı başladı, 2024`te kitabın telif haklarını Timaş Yayınları aldı, anlaşmalar yapıldı ve çeviri süreci başladı. Kitabın çevirisi devam ederken Hilda Olson’un (1832-1915) eserleri Ateneum Sanat Müzesi’nde sergilenmeye başlandı ve Pia Ingström ile müzedeki böcekleri görme fırsatını yakaladım. Eylül 2025`e gelindiğinde kitap Türkiye`deki okurlarıyla nihayet buluştu.
Romanın merkezinde Steller’in deniz ineği var. 18. yüzyılda tarih sahnesinden silinmiş bu devasa ve sessiz canlı doğanın mucizesi olduğu kadar insanın dikkatsizliği ve açgözlülüğü yüzünden hızla kaybolmuş bir tür. Romanın merkezinden çevresine doğru ilerledigimizde taksonimlerle, başka türlerle karşılaşıyoruz. Diplozoon Paradoxum da bunlardan biri. Diplozoon Paradoxum ile Nordman arasındaki ilişkiyi çevirirken karakterlerin dünyasına kendimi kaptırdım; kimi zaman onların bakış açısından yaşanan olayları aktarırken, kimi zaman hikâyeyi dışarıdan izleyen bir anlatıcı gibi kurgulamak zorunda kaldım. Bu belirsizlik, doğru zaman kiplerini seçmemi hem düşündürdü hem de çeviriyi daha yaratıcı bir süreç hâline getirdi.
Çeviri sürecinde beni en çok etkileyen anlardan biri romanda geçen Finlandiya'nın bilinen ilk profesyonel kadın bilim illüstratörü Hilda Olson’un (1832-1915) eserlerini Ateneum Sanat Müzesi’nde görmem oldu. Böceklerin her detayını çizmiş, boyalarla böcekler sanki yeniden canlanmıştı. Bu detaylar için de büyütece ihtiyaç vardı. Hilda Olson`un adı kendi yaşadığı dönemde eserlerini sergilerken yazılmamıştı bile ve bir asır sonra ismiyle eserleri Ateneum`un Sınırları Aşan (Crossing Borders) sergisinde Mart-Ağustos 2025`te kitabın Türkçesi yayımlanmadan önce yer verildi.
Hem Ateneum’da karşılaştığım bu eserler hem de Helsinki Doğa Tarihi Müzesi`ndeki Steller deniz ineği iskeleti romanın dünyasını daha canlı ve gerçekçi bir şekilde hayal etmemi sağladı. Karakterlerin ve Steller`in deniz ineğinin dünyasına dair betimlemeleri Türkçeye taşırken bu gözlemlerim bana büyük bir ilham kaynağı oldu.
Ayrıca romanda geçen Brahms’ın Poco Allegretto’sunu defalarca dinledim ve yan flütle çalmayı denedim; müzik, karakterlerin duygusal dünyasına yaklaşmamı sağladı. Deniz ineğinden geriye kalan her bir kemik bir notanın hüznüyle buluştu. Ölüm bir müzede kimsenin gözünü alamadığı bir esere dönüştü.
Denizin Canavarları benim için yalnızca bir çeviri deneyimi değildi. Ayrıca kaybolmuş bir dünyanın izini sürmek, denizin derinliklerindeki mucizelere tanık olmak ve insanın doğayla kurduğu karmaşık bağları anlamak için yapılmış bir yolculuktu. Sayfaları çevirdikçe okuyucu da bu yolculuğa katılacak ve Steller’in deniz ineğinin sessiz ama etkileyici dünyasına tanıklık edecek. En sonda da okur yok olmuş, nesli tükenmiş türlere yazarla koro halinde teşekkür edecek.
Finlandiyalı yazar Iida Turpeinen’in ödüllü ilk romanı Denizin Canavarları, dünya çapında eleştirmenlerden ve yayıncılardan aldığı övgüler:
Almanya’dan Sebastian Guggolz romanı “Farklı zamanlarda geçen keşif hikâyelerini, Steller deniz ineğinin iskeletiyle yüzyılları birbirine bağlayan harika bir anlatı,” olarak tanımlıyor.
İngiltere’den Katharina Bielenberg eseri “Evrensel temaları şiirsel ve büyüleyici bir dille işleyen, her okura verilebilecek bir keşif yolculuğu,” diye niteliyor. Fransa’dan Juliette Lambron ise romanın “Bilim tarihiyle epik serüveni ustalıkla birleştiren, insan ve doğa ilişkisini aydınlatan,” yönüne dikkat çekiyor. İsveç’ten Johanna Haegerström, kitabı “Büyüleyici, güzel ve aynı zamanda yok oluşu anlattığı için hüzünlü,” bulurken; Danimarka’dan Christel Hvalsøe Brinkløv, onu “Şiirsel, çarpıcı ve çağının ruhuna uygun” bir roman olarak övüyor. İspanya, Hollanda, Estonya ve Polonya’dan editörler de romanın “Doğa ile insan arasındaki bağları derinlemesine sorgulayan, macera dolu, şiirsel ve kışkırtıcı” anlatısını öne çıkarıyor. Norveç’ten Lene Sandvold Evensen, romanın Alaska keşiflerini anlatan bölümlerini “18. yüzyılın batıl inançtan bilime geçişini büyüleyici biçimde yansıtan, zekice ve eğlenceli” satırlar olarak değerlendiriyor. Finlandiya’nın önde gelen gazetesi Helsingin Sanomat ise Denizin Canavarları için şunları yazdı: “Turpeinen’in ilk romanı, üç yüzyılı kapsayan anlatısıyla ekolojik çöküşü somut bir deneyime dönüştürüyor. Bilimle beslenen bu roman, okuru derinden sarsacak.”
Yazar: Iida Turpeinen
Orijinal: Elolliset
Çevirisi: Denizin Canavarları
Finceden Çeviren: Özge Bauer
Yayın Tarihi: 08.09.2025
ISBN: 9786050849608
Dil: Türkçe
Sayfa Sayısı: 288